Yazan: Süreyyya Evren
Birgün Gazetesi — 15 Kasım 2005
Bilimkurgu Türkiye’de nedense bir türlü tam zeminini bulamadı. Son yıllarda fantazi ile birlikte görece en cafcaflı dönemlerinden birini yaşadı belki. Ama farkedilir biçimde fantazi sürekli beslenmeye açık kalabalık bir okur ve izlerçevre yarattıysa da aynı gemide yola başlayan bilimkurgu yayıncılığında hem duraklamalar ve kesintiler çoğaldı hem de devam edenler daha ihtiyatlı adımları tercih eder hale geldiler. Buna karşın kabaca son beş yılda yayınlanan türün önemli eserleri ve bilimkurgu literatürü dolayısıyla yapılan irili ufaklı değiniler ve tartışmalar düşünüldüğünde, bilimkurgunun kendi alanını genişlettiği ve inişli çıkışlı grafikler izlese de bundan sonra kolay kolay sahneden silinmeyeceği söylenebilir. Kimi ‘mars klasikleri’nin ısrarla öncelikli düşünülmesi ve siberpunk gibi kaynayan alanların tali görülmesi belki bu duraklamaların, yer yer heyecansızlıkların sebepleri arasında olabilir. Ancak bu kitapların en çok ihtiyaç duydukları yol arkadaşı belki de, birikenleri elden geçirip tartışan bir bilimkurgu sahnesinin yaratılmasına katkıda bulunacak bilimkurgu dergileriydi.
Okumaya devam et