Aktaran: Erdinç Yücel
Yunanistan’daki isyana katılan Türkiyeli bir anarşistin notlarıdır…
‘Neden Yunanistan?’ sorusunun yanıtını vermek gerekiyor önce. Beraberinde bir dizi kültürel ve tarihsel veriyi sıralamaya başlamalı. Kültürel verilerin başına coğrafyayı yerleştirip yerleştirmemekte kararsızım ama bereketli Akdeniz kuşağına has bir durumdan bahsettiğimiz ortada. Bütün Akdeniz değil de şarap içilen tarafı sadece. Olaya asıl kültürel tat katan da bu kısmı bence. Çünkü şarabın hürriyeti, hayalgücünün hürriyetidir. Şarabın meşruiyeti, köleci disipline sürekli çelme takar. Deviremez, o ayrı konu. Ama Papadopulos Cuntası nasıl çıkıverdi o zaman? Coğrafyayla açıklamaya kalkarsanız, işte bu soruda çuvallarsınız. Garibim şarapsa, en azından Mısır’daki isyanlar sayesinde sanık sandalyesinden kaldırılabilir.
Yapılacak tarihsel gözlemlerin, bu coğrafyanın İsa’dan 5 yy önceki toplumsal koşullarına kadar uzanması gerekiyor. M.Ö. 444-370 yıllarında yaşayan Andisthenis’e göre toplumun yaşamında ne hükümet, ne özel mülkiyet, ne evlilik ne de din olmalıdır. Öğrencisi ‘dünya vatandaşı’ Diyojen, ‘parayı yokedin!’ çağrısını tekrarlar sürekli. Zenon, devletin ilk sistematik eleştirisini o zamanlar ortaya koymuştur. Atina Demokrasisi köleciydi fakat, daha o zamanlarda Kinikler ve Stoacılar, her insanın eşit olduğu, hükümetin mülkiyetin ve hatta ailenin varolmadığı toplumsal alternatifleri savunuyorlardı. Platon’un ‘erdem devleti’ ve Aristo’nun ‘yasa’sı, duyulmalarının üzerinden bir asır geçmeden, güçlü eleştirilerle karşılaştılar. Kinikler için ‘doğa’, ‘yasa’dan da güçlüydü.
Ama bütün bunlar 2008 yılında bir isyanın gerekçeleri olarak sıralanabilir mi? Sinoplu Diyojen’in kitapları satış patlaması mı yaşadı? Hayır.
Bizim Gümülcineli Feyzullah’a ”bak göreceksin; dünya devrimi olacak” dedirtebilen neydi gerçekten? Sıradan vatandaşa polisin varlığını sorgulamaya yetecek kadar hayalgücü veren neydi? Bu isyanın tarihsel kökleri var mıydı? Antigone hortlamış mıydı? İnsanlar iş mi istiyorlardı? İçişleri Bakanı’nın istifasını mı? Sahi, PASOK hükümeti devralmak için isteğini niye yitirdi? Bunun cevabı basit olsa gerek; hangi parti olursa olsun, gelecek olanı da kısa sürede hükümetten düşürebilecek bir hareket vardı. Büyük kalabalıklar, ilk defa bir düzen partisinin değil, kara bayrağın çevresinde arıyorlardı yönlerini. Yoksa televizyonun ev hanımlarını hedefleyen programında zıplayıp duran kokananın söyledikleri doğru kabul edilebilirdi; ”Böyle olacağı belliydi! 2 yıldır hergün eylemler, saldırılar, yürüyüşler oluyor! Ülkemiz üzerinde büyük oyunlar tezgahlanıyor.”
Okumaya devam et