“Bookchin’in anarşizmi, devrimci ateşini Bakunin’den, pratik önerilerini Kropotkin’den alır”
[Peter Marshall]
Murray Bookchin’in “Üçüncü Devrim” başlıklı dört ciltlik kitap dizisinin ilk cildi olan “Köylü İsyanlarından Fransız Devrimine” kitabı Sezgin Ata’nın özenli çevirisiyle Dipnot Yayınları tarafından basılarak okuyucularıyla buluştu. Serinin geriye kalan ciltlerinin telif hakları da aynı yayınevine ait olup hummalı bir çeviri çalışmasına devam edilmektedir. Murray Bookchin’in Türkiye’de son dönemde en çok okunan, Türkçe’ye çevrilen bütün kitaplarının baskıları tükenmiş; cezaevindeki Kürt siyasal kadrolarından akademiye, ekolojik hareketlerden kent aktivistlerine ve anarşist gruplara kadar uzanan politik yelpazenin farklı uçlarında yer alan özneler arasında en çok konuşulan ve tartışılan radikal düşünür olduğunu söylersek sanırım abartmış olmayız. Bu ilgide Kürt siyasal hareketinin şüphesiz önemli bir rolü vardır. Kürt siyasal hareketinin geliştirdiği “Demokratik Özerklik” projesinin Bookchin’in politik görüşlerinden önemli oranda besleniyor olması, Bookchin’e olan ilgiyi arttırdığı gibi, çağımızın sömürü ve tahakküm dünyasında hala güncel önemini koruyan tezlerinin yeniden keşfedilmesini ve tartışılmasını da beraberinde getirdi. “Köylü İsyanlarından Fransız Devrimine” kitabına önsöz yazan Bookchin’in en yakın yoldaşı Janet Biehl de Kürt Hareketi’nin Bookchin’e olan politik ilgisini selamlamaktadır. Bookchin’in görüşleri kısaca “ekolojik, adem-i merkeziyetçi, yüz yüze bir demokrasi aracılığıyla kendi kendini yöneten kentler”(1) inşa etmek olarak özetlenebilinir. Ulus-devlet modelinin otoriter ve dışlayıcı karakterini iyi gören Kürt hareketinin, Kürdistan’da konfederal bir özyönetim politikasını hedef olarak belirlemesinde Bookchin’in tezleri elbette önemli bir referans kaynağı olmuştur. Merkeziyetçiliğin, endüstriyel üretimin, cinsiyetçiliğin, hiyerarşinin ve temsili siyasetin sorgulanmasında Murray Bookchin’in fikirleri daha uzun süre birçok hareket için esin kaynağı ve modeli olma potansiyeline sahiptir. Bookchin’in siyaseti, sıradan insanlarla birlikte politika üretmeye davet çağrısıdır. Politikanın, öncü profesyonellere, partilere ve karizmatik liderlere devredilmesi halkın kendi geleceğini belirlemesine ipotek koymaktır. Onun tabiriyle, “sıradan insanlar zamanlarının büyük bir kısmını günlük geçim meşgalelerine ayırmak zorunda kaldıkları sürece, politik yaşam genellikle küçük bir azınlığın elinde olacaktır”.
Okumaya devam et