Jet Li’nin başrolünü oynadığı, Hero (2004) ve Flying Daggers (2004) filmlerinin prodüktörü Bill Kong’un yapımcılığını üstlendiği “Korkusuz” (Fearless) vizyona girdi. İlk bakışta son dönemin bir hayli başarılı Uzakdoğu Filmleri’nden biri olduğu izlenimini veren Ronny Yu yönetmenliğindeki film, maalesef bu amacına ulaşamıyor ama yine de bize çok tanıdık bir zalim-mazlum ilişkisine değiniyor. İlkokul kitaplarımızdan bu yana tanıdık olduğumuz anlatıya göre Osmanlı İmparatorluğu Batılılarca ’hasta adam’ olarak adlandırmış, paylaşılmaya değer bulunmuştu. Çin’in de böyle bir yarası var ve hala en az her Doğulununki gibi kanıyor.
Bir Garip Doğulu:
Ana temaya Doğu-Batı mücadelesinin mağlubu olan Doğu’nun acısı yerleştirilmiş. Çin’in onuru Batı tarafından ayaklar altına alınana kadar, kahramanımız Huo Yuanjia’nın (Jet Li) dövüş sanatları müsabakalarında karşılaştığı yerli rakipler her daim oyunun kurallarına bağlı, varlığı ile de bu onur sisteminin devamını sağlayan, rakibini sayan Çinlilerden oluşuyor. Çocuk yaşta, babasının bir dövüş karşılaşmasında uğradığı yenilgiye tanık olan kahramanımız, ailesinin onurunu kurtarmaya yemin ediyor ve bunu hayatının temel amacı haline getiriyor. Ne var ki bu hırsının izinde kendini tüketiyor ve Doğulu değerlerin temelindeki ailevi sorumlulukları yerine getiremiyor, kızını ve annesini ihmal ediyor. Çocukluk arkadaşına kulak asmayıp Çin’in dış siyaseti ve sıkıntılı haliyle ilgilenmiyor ve bir anlamda Çin kendi içinde didişirken dünyada olup bitenden bihaber kalıyor. Huo Yuanjia, en sonunda kendisi kadar usta bir dövüşçü olan Chin ile karşılaştığı vakit rakibinin insan olduğunu unutup gücünün esiri oluyor. Bu anlamda Doğulu ideallere ters düşüyor, halbuki rakibi ailesinin onurunu korumak gibi meşru bir nedenle savaşıyor. Burada, kahramanımız Uzakdoğu dövüş sanatlarının iyi niyet ve alçak gönüllülük gibi amaçlarından bir hayli uzaklaşıyor. Huo Yuanjia, hikayenin yarısına kadar aslen bir Doğulu’dan çok bir Batılı gibi bireysellikten yana tavır koyuyor.
Mahallenin Delisi ve Oryantalizm:
“Korkusuz” filminde aslında her şeyi diğerlerinden daha iyi yorumlayıp anlayan başka bir deyişle gören bir ‘deli’ var. Bu ‘deli’ karakteri, Huo Yuanjia’ya her dövüş karşılaşması öncesi, “ne zaman şampiyon olacaksın?” diye soruyor, sonra da kendisi her defasında kendi sorusunu kendisi cevaplayarak Huo Yuanjia’ya bugün onun şampiyon olacağı müjdesini veriyor. Çünkü bu hırsın bir sonu olamayacağını biliyor. Öte yandan bu karakter hakkındaki en göz alıcı yan, delinin adeta sosyoloji teorilerinden çıkmış bir şekilde yansıtılması. “Doğulu toplumda ‘deli’ sınırdışı edilmeyip toplumca benimseniyor” saptaması filmde direk olarak izleyiciye aksettiriliyor. Foucault’ya göre Batılı sosyal yapıda deli ötekileşmiş, insanlar toplum içerisinde akıllı-deli kategorilerine göre etiketlenip sınıflara ayrılmıştı. Deliler iktidar mekanizmaların tarafından toplumdan izole edilmiş ve tımarhanelerde ıslah edilmeye çalışılmıştı. Filmde, Batılı işgalcilerin mahallenin delisini itip kakması da buna bir gönderme yapıyor. Rasyonel Batı toplumunun mutlak doğrulara olan inanışı, akıllı-deli gibi tahakkümcü ve bedeni kısıtlayan sosyal kodları burada alaşağı ediliyor; çünkü Doğu objektif tek bir doğruyu hiçe sayıyor, yani deliyi deli olarak kategorize edemeyiz diyor. Ancak burada, Doğu’nun Batılılar’ın betimlediği gibi yani irrasyonel bir toplulukmuş gibi tasvir edilmiş olması asıl dikkatimizi çeken nokta. Zira “Korkusuz” tıpkı Edward Said’in ‘Oryantalizm’ adlı eserinde eleştiridiği biçimiyle Çin’i Batı’nın kelimeleri ve kategorileriyle tanımlamaktan ve anlatmaktan öteye gidemiyor, bize bilindik, Batı elinden çıkmış klişe bir Doğu tablosu çiziyor.
Doğululuğun Esasları:
Kahramanımız Doğulu özüne dönmek için yolculuğa çıkıyor ve çile çekiyor. Girdiği her işte yarışçı, rekabetçi bir psikolojiye yenik düşen Huo Yuanjia, konakladığı bir köyde pirinç dikme işine katılıyor. Burada ilk defa bir işi yarış olarak algılayıp diğerlerinden önce bitirdiğinde değil ancak arada mola verip rüzgara kulak verdiğinde tamamlayabileceğine anlıyor. Çünkü bir Doğulu çevresindeki gizeme ortak olup anlama ulaşandır, birey değil tümdür. Bizler de film boyunca Huo Yuanjia’nın bireysel bir kahramandan, milli bir kahramana dönüşümüne ve böylece özünü buluşuna tanık oluyoruz. Bu arada Huo’nun torunlarının filmin dedelerinin toyluğunu konu alan ilk bölümünü oldukça yanıltıcı bulduklarını söylemekte yarar var. Ancak, “Korkusuz” klasik kahraman mitini kaynak almış ve kendi hatalarından ders alıp sonrasında asıl amaca yani Çin halkının yeni esin kaynağı olmaya yönelen Huo’nun kişiliğindeki dönüşümü anlatmayı uygun görmüş. Filmin prodüksiyonunu da üstlenenlerden Jet Li, her yıl 280.000 kişinin intihar ettiği Çin için bu filmin umut ve şevk verici olmasını diliyor. “Korkusuz” bir evvelki Dünya Kupası’nda yarı finale kadar gelen Türkiye ve Güney Kore gibi ülkelerin gururunu konu almış gibi gözüküyor. Yani Doğu-Batı karşılaşmasında, bu film mazlumun yarasına pansuman oluyor.
Dövüş Koreografisi:
Yuen Woo-ping “Korkusuz”un yanı sıra “Matrix”, “Kung Fu Hustle” ve “Kill Bill Vol2” gibi filmlerin koreografisini de yapmış bir isim. Ne var ki, “Korkusuz”da, Jet Li, Hero’da olduğunu kadar epik bir portre çizmiyor. “Matrix”in ve “Hero” ile hafif dalga geçen “Kung Fu Hustle”ın dövüş sahnelerinde kahramanları iyi dövüşçüden öte süper güçlere sahip yarı-tanrılar haline sokan Yuen Woo-ping “Korkusuz”da bunu yapmıyor. Huo Yuanjia usta ve ölümlü bir dövüşçü olarak kalıyor. Özellikle, Huo’nun çile doldurup olgunluğa eriştiği köyde geçirdiği değişimin seyirciye gösterildiği tepeliklerdeki antrenman sahnesi görsel olarak izleyiciyi hayal kırıklığına uğratıyor.
Hasta Adam Çin ve Onun Onur Meselesi:
Film boyunca Doğulu’nun ailesinin onuruna sahip çıkması yüceltilirken bireyci hırslara yenik düşmesi yeriliyor. Kahramanımız Çin’in davasına Spor Dalında destek veriyor, Çin adına dövüşüyor, Çin adına öğrenci yetiştiriyor. Ne var ki, bunu yaparken Batılıyı ve onun kamusal alanını ve değer yargılarını hiçe saymıyor, hatta yeniden üretiyor. Mesela spor karşılaşmasına çıkarak Batı’nın ürettiği değer ve kurallara alternatif sunmak yerine Batı tarafından tanınmak ve saygı görmek, onun gibi olmak kaygısını öne çıkartıyor. Korkusuz filmi, baş kahramanını Batılı bir oyun platformunda dövüşmeye karar verdirerek Batılı değerleri meşrulaştırıyor. Bu sanırım sömürgecilik deneyiminden geçmiş tüm ülkelerin yaşadığı bir paradoks. Hindistanlı düşünür Partha Chatterjee’nin de vurguladığı gibi sömürgecilik karşıtı milliyetçi akımlar bir yandan ‘farklılıklarını’ ve ‘özgüllüklerini’ öne çıkarıp Batıya karşı koyarken, bir yandan da Batı tarafından saygın bir ulus olarak tanınmak için onlara benzemeye çalışıyor. Çin’in kurtuluş mücadelesine değinen bu filmde de bu paradoksu tüm çıplaklığıyla görmek mümkün.
Ne var ki, bu kez de uluslararası platformda kahramanımızın karşısına çıkan Batılı rakipler oyunun kurallarına uymuyor, bu dövüş sanatına ve bu sanatın icraatçısı olan rakibine gereken saygıyı göstermiyor. Bu durumda Huo Yuanjia, evvelki rakiplerini mumla arıyor denilebilir. Rakip olarak karşısına çıkan Japon dövüşçü Tanakal ise bir Doğulu olarak aynı ideallerle yoğurulmuş olduğundan kahramanımızı bu uğurda satmıyor. Burada filmin “Doğulu’nun Doğulu’dan başka dostu yoktur” tabirini yeniden ürettiği söylenebilir. Ancak bu söylem elbet I. Dünya Savaşı sonrasında Japonya-Çin ilişkilerini ve Japonya’nın Çin istilası gerçeğini pek yansıtmıyor
Büyük Çin:
“Korkusuz” filminin görselliğinde iç ve dış mekanların genişliği göze çarpıyor. Huo Yuanjia’nin evi, çilesini doldurduğu pirinç tarlası, uluslararası spor karşılaşması salonu, bunların hepsi son derece geniş alanlar ve geniş planlarla çekilmişler. Doğulu’nun evinin sadeliği ve otantikliği göze çarpıyor. Kahramanın alanını sınırlayan duvar veya tepe olsun hepsi kahramana uzak duruyor. Velhasıl tüm bunlar filmin asıl kahramanı olan Çin’e dair üretilen miti tamamlıyor. Geriye ise, biraz sıradan bir kahramanlık öyküsü kalıyor…
oncelikle bu sahnenin degerini bilmeyenler kendılerinde pek bir şey buldukların dan emin degilim çunku gerçekten flim dıger sanhne yapılarından çok farklı ve kendıne özgu olmuş yanı dıyecegim şudur sadeligin gücünu hafıfe almayın. fearless gerçekten kendını izleyıcı karşısında bulmuştur tabikı hua yuanjia hangınız olabıldınız…