O Kalabalıklar Kim?

Kürtlerin önemli bir bölümünün Gezi Parkı direnişiyle başlayan toplumsal hareketlenme konusunda ikircikli, kararsız ve sitemkâr bir ruh halini paylaştığını söylemek mümkün. Kürtlerin eleştirilerinin temel özeti şudur: “O kalabalıklar” bugüne dek bizim hiçbir acımıza ve yaramıza derman olmadı, her zaman iktidarın cephesinde yer alarak bize karşı ölü sessizliğini, ayrımcılığın ve ırkçılığın korosuna dâhil olmayı tercih ettiler, biz niye onlara destek verelim ki? Bu eleştiri genel olarak doğru ve haklı bir eleştiridir. Ancak netleştirilmesi gereken temel soru şu: “O kalabalıklar” kim? Kastedilen CHP, TKP, İşçi Partisi ve bilumum Ulusalcı ve Kemalist güçlerse, Kürtler bu hareketler hakkında zaten çoktan hükmünü vermiş durumda. Kürdistan’da toplam beş milletvekili bile çıkaramayan, tamamen tabela partisi konumunda olan, Kürtlerin hiçbir politik beklentisinin olmadığı bu ölü ideolojileri eleştirmenin, bu kesimlere öfkelenmenin veya sitem etmenin hiçbir anlamı zaten yoktur. Ancak kastedilen bir avuç radikal sosyalist, anarşist, feminist veya lgbtt özneleriyse bu konuda biraz daha ayrıştırıcı ve insaflı eleştiriler yapmak icap etmez mi? Yıllardır zaten Kürt hareketiyle her konuda dayanışma içinde olan, son dönemde HDK bünyesinde her konuda Kürtlerle ortak eylemler ve platformlar örgütleyen bu insanları “o kalabalıklar” denilen belirsiz ve “boş gösteren” kavramın içine hapsetmek kime ne kazandırır? Sırrı Süreyya Önder, Ertuğrul kürkçü, Sabahat Tuncel ve Levent Tüzel gibi vekillerin meclise taşınmasında “marjinal” diye addedilen güçlerin çorbada önemli oranda tuzu bulunduğunu, Roboski için yürüyüşlere katıldıklarını, belgeseller çektiklerini, Kürtlerin hiçbir acısı karşısında hiç de sessiz kalmadıklarını ancak seslerinin şoven korolar içinde hep kısık kaldığını, güçlerinin buna yettiğini de teslim etmek gerekiyor. Ulusalcı ve Kemalist cephenin sahte ve ikiyüzlü isyanını eleştirirken “o kalabalıklar” denilen total tepkiyle belli kesimlere ve insanlara biraz haksızlık ettiğimizi lütfen görelim.

Solun evrensel özgürlük idealleriyle bağımızı kopardığımız anda Kürdistan’da geliştirilmeye çalışılan muhafazakârlığa, milliyetçiliğe, ayrımcılığa, cinsiyetçiliğe ve sınıfsal eşitsizliklere karşı silahsız kalacağımızı unutmayalım…

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s