Yazan: Judah Bierman
çev: Canay Özden
Ursula K. Le Guin’in ütopik masalı Mülksüzler, yalnızca bilimkurgu semalarında yeni bir anarşist komün tasarısı olmakla ve dünyaya çivi çakmış tadı kalmamış demokrasilerimizden veya hemen her yerde bitiveren faşist tiranlıklardan, dolayısıyla tüm sorumluluklarımızdan bir kaçış önermekle kalmıyor. Parlak fizikçi Shevek’in ‘İkircikli bir ütopya’ altbaşlıklı bu ruhsal otobiyografisi ve ütopyacı arayışı aynı zamanda anarşist-sosyalist ütopya düşüncesinin bazı çıkmazlarını da masaya yatırıyor. Dahası, Plato ve More gibi, Le Guin de ütopyacı bir tasavvurun ‘bilen kişi’ için nasıl bir toplumsal sorumluluğu ve yabancılaşmayı dayattığını inceliyor. Ben Mülksüzler’in Anarres dünyasının iki anlamda okunabileceğini iddia ediyorum: Birincisi bu dünyanın yalnızca ikircikli bir biçimde iyi olduğu yönünde, ikincisi ise bu ikircikli durumun, kendi içindeki düzenleyici ilke doğrultusunda, hâkim yaşam tarzının kalıcı olarak belirlenmediği ve önüne geçilemez toplumsal ve çevresel değişikliklere izin verdiği hatta bunları talep ettiği şeklinde. Le Guin’in daha evvelce kaleme aldığı bilimkurgu eserleri ve büyücü hikâyeleriyle açıktan açığa bağlantılı olsa da aslında Mülksüzler diğer çağdaş ütopik hikâyelerle beraber okunması lazım gelen ahlaki bir alegoridir. Bu kitap, aynı zamanda planlı bir toplumda bilginin, ileriyi görenlerin ve bilimcinin sorumluluğu hakkındaki tartışmaya övgüye değer bir katkıdır.
Okumaya devam et
Yazan: Elizabeth Povinelli
“Altyazı Sinema Dergisi'nin Mayıs 2007 sayısında yayımlanmıştır.”
Yazan: Işık Barış Fidaner
“Radikal Kitap Eki'nin 9 Mart 2007 tarihli sayısında yayımlanmıştır.”
Televizyon artık sadece televizyonda değil. Yeni dönem dizi furyasında, her bölüm internet ortamında yeniden seyrediliyor, ayıklanıyor, bir geri bir ileri alınıyor. Altyazı ekibi olaraksa bu sayıdan itibaren bizi esir eden bu dizi filmleri tanıtmaya ve incelemeye koyuluyoruz. Bu serinin ilk dizisi “Lost”, her bölümde farklı yerlere serpiştirdiği ayrıntılarla geçmiş bir bölümü ve hikayeyi aydınlatan cinsten bir dizi olarak fanatiklerini birbirleriyle haberleşmeye çağırıyor. Daha önceden Matrix filminde (Wachowski kardeşler) olduğu gibi detaylar, hikayeyi çözmek için bizi çeşitli referanslara götürüyor. Yani artık dizi filmler de “interaktif” olma özelliği kazanıyor… Desperate Housewifes, Lost, Buffy veya Angel gibi bir dizi hikayeyi direkt olarak seyirciye vermiyor, seyirci hikayeyi çözümlüyor